Bir güz oluyor sokaktakiler
Kanlısının adını çağırarak
Elinde bir önceki güzün bütün öfkesi
Bıçak gibi içki şişeleri
Sokak sokak
Çağırarak,
Yanlışlıkla bugün ilk kez
Bugün tam bu saatte
Dün ölmüştüm derken bir insanın
Gözlerinin içine bakmış
İzin verirse nihayeti elinde tutanlar
Nereden baksan daha bin yıl
Daha bin yıl yaşayacak
Çünkü bugün ilk kez
Bugün tam bu saatte
Dünden de önce ölmüştüm derken bir insanın
Gözlerinin içine bakmış
Ve efsaneler yazıyor gerisini
O gözden ömrünün içine
leş gibi bir ruh
bizatihi kendi
kendi ruhu akmış.
Bir güz oluyor sokaktakiler
Sokaktaki işçiler
Sokaktaki ağır
Tanklar kadar ağır yaşam kokusu.
Yüzer adım düşerken bir diğer mevsime
Güzün hep kelimelerinde sakladığı
Kışın yüzünde beliren
Katıksız tırmık izlerinden
Her asra dair bir
Her insana dair bin tane
Ve sokaktaki
Sokaktaki şilep izleri,
Yanlışlıkla bugün
Yanlışlıkla tam bu saatte
Şehrin bütün ayyaşları
Şehirdeki bütün ahlakın içinde
Delirmiş bir tarih gibi
Tersine akarken,
Bir öngörü gibi tanrının nehirleri
Sokakları teslim
Kurumları köle
Köleleri ömrün
Bir ömrün can damarı
Kılarken,
Yanlışlıkla bugün
Bir sokaktan bir şilep geçmiş
Ben görenlerin yalancısıyım
Aşıklar tutkulu bir kehanetle sevişirken
Sazlarında her biri şehir olup
Sokağın gerçek sahiplerini bağırırken
Bu sokaktan yanlışlıkla bugün
Kendi kendisini yok eden
Ağır silahlar geçmiş.
Ve şehirde bir vampir avıdır gitmiş,
Sokağın ta kendisi bir güzken
İsmi olmayan herkes
kendine güzde doğan
kendine güzün ölecek
çiçeklerin adını seçmiş.
Şehirde bir vampir avıdır,
Tarihin sayfalarında saf tutarken
Bütün sokakların
Alimin son sözünden
Daha isimsizleri,
Bir vampir adıdır öyle ki
Altında bir tek
İnsanın adı geçmiş,
Bir vampir adıdır öyle ki
İçinde ‘insan’ın
Bütün harfleri geçmiş.
Her asra dair bir
her insana dair bin tırmık izi
tanklar gibi ağır bir öyküden
sokağa küfürler
küfürler saçarak geçmiş.
Şehir bir sokak olmuş
Sokaktakiler güz olmuş;
Sokaktan küfürler
Kıpkırmızı küfürler geçmiş.