o zaman biz
yüzdük yüzdük
okunmamış bir öyküye geldik.
'burnu döndüğün zaman,' dedi çocuk
hani şu yedi süvarinin öyküleriyle birlikte boğulduğu
hiç okunmamış süvari öykülerinin
okunur olduğu
nefreti deri karası bir kıtada,
'kıtalar boyunca açtım,'
dedi çocuk
ve burnu döndüğün zaman
önünde sonsuz bir okyanus
bir insan yaşamı mesafede
birkaç adımlık yeni bir kıta
nefreti deri grisi
birkaç milyar ölümlük bir kıta.
o zaman biz
yüzdük yüzdük
bin kıtalık bir ölüme geldik.
'nefes alabildiğinde mi şiir okur insan
yoksa kalbinde midir her halkın
derisinin tonu?'
sorusuyla başlayan
kabilelerce arayıp
seni hep ülkene götüren
peşinde kıtalar boyunca
peşinde yüzyıllar boyunca
peşinde aşklar boyunca aç
bir çocuk
seni hep beyazın en siyahına
seni hep
temizin en kirlisine
doğrunun en eğrisine aşık eden,
o zaman biz
yüzdük
omzumuzda akıntısı
agulhas'ın.
o zaman biz
yüzdük
bir doğsa bin kere ölmek,
yüzdük
bin kere daha
yüzdük
kıtaları boğulmuş bir
dünyaya geldik.