Size kurtuluş' ta diyorum
Caddenin karanfil ölülerine boğulduğu o günde
Ağzımda pis bir cinnet kokusu
Ve dizlerimde nasıl anlatılır
Yalınayak çocuklar dans ediyordu
Diyorum.
Size yıllardan ikibinin dokuz sonrası
Bahar yaza ha dokundu ha dokunacakken diyorum,
Babamın 'yitirdiğimiz meydan' yakarışı zırhımda
'Silah sesleri oğul…'
ve silah sesleri ve silah sesleri
size rahat uyuyun ve nasıl anlatılır
"o meydanda eskimemiş katiller
bir tek gün de olsa düşlere
el pençe divan duruyordu"
diyorum.
Size ne diyorum
Gün doğmadan önce doğmuş
yürekler
alınlarında atarken
'teslim olun!' çünkü ellerinde sapanlar
Bir kuşa dokunsa kanat çırpmayacak
Ama 'teslim olun!'
çünkü ellerinde misketler
Çünkü ellerinde otuziki yıllık kan hatıraları
Çünkü sırtlarında çocuksu silahlar
Çünkü yüzlerinde kızıl eşarplar
Çünkü ellerinde
'devletin kaldırım taşları'
Akıllarından büyük
Aklımızdan büyük
Çelikten barikatların önünde
Yüce hükmün aksini söyleyenler,
size ne diyorum
korkmayan gözlerini geri aldılar
asrına direnen fikirlerini
zincir tutmayan bileklerini
geri aldılar
ve yüzlerinde tebessüm
yüzlerinde ismimin
yüzümde isimlerinin izi
yüzlerinde başka hiçbir ismin safında yer tutamayan
ismimin izi
size ne diyorum
bu çocuklar bağcığımdan bir ilmik söküp
onyedi kere boğazımdan çıkardılar!
Size ne diyorum
Gün 'o günler'den çok öncesi
Gün mayıs'ın herhangi biri
Gün birilerinin herhangi mayıs'ı
Ama ne olur
babamı uyandırın
çünkü şakağından geçen kurşunu
hafızasındaki cinayet yüzünden sökülsün diye
kirli sakalındaki o muhteşem öfke
benden sebep dinmesin diye
Elimdeki 'kansız' bayrağa
Mıh gibi saplanmış buldular!
size ne diyorum
babamı uyandırın
çünkü adımımdaki darp izini
onun kulağındaki
silah sesinden tanıdılar!
size ne diyorum
kurtuluş'taydım
ve caddelerin ise gömüldüğü o yerde
elini kan tutan bir işçinin sözünü
onun yerine
yasal yoksulluklara
tuğla kılığında fırlatmaktaydım!
Size ne diyorum
'devrim'in 'can'la eş anlama geldiği
Bir öyküdeydim
Ve babamı uyandırın
Çünkü size evimin can damarı
Coplarla ve kasklarla kanarken
O 'uçsuz' sokak
Sokakların gerçek sahipleriyle dolup taşarken
Hiç ama hiç olmadığım kadar evimdeydim
Hiç ama hiç olmadığım kadar
kendimdeydim diyorum!
Size ne diyorum
Ne olur babamı uyandırın
Çünkü size işçinin
Yurdumun tarihine
Tekrar dokunduğu
Yerdeydim diyorum!
not: bu senenin 5 mayıs'ı civarlarında yazmıştım bunu.