"mülkiyet hırsızlıktır!" - proudhon

|

Ortasından başlayalım bu cümleye, tam ortasından, koca bir insanlığı yanyana ve hatta el ele toplasan gölgesinde yine de dizleri titretecek o gökdelenlerden, kartondan evlerde bol kağıtlı ve bol kartlı hayatlardan içi üşüyen metil alkol müptelalarından, hiçbir şeyin bir rüzgara falan bakmadığı, isyanın yüksek volümlü çakma azaplarda bolca ritmi tutulan iki heceli bir boşluğa tekabül ettiği bir garip çağdan/çağlardan, şenlikli evlerin duvarlarındaki çatlaklardan sızan yasal hırsızlıkların kesif kokusundan; ortasından hem de en ortasından, sonsuz bir rüzgar esmekteymiş ve öfkeni tükürsen yüzünde kendi izin kalacakmış gibi bir yılgınlıktan, her nasılsa bu korkunç fırtınada hükmünü süren akıl almaz dinginlikten, ayak izleri alınmış gibi yürüyen, tüyler ürperten bir gürültüde ardında tek bir ses dahi bırakmayan/bırakamayan koca bir insanlıktan, tüketilip ivedilikle unutulan cümlelerden, muhafaza kaplarına hapsedilmiş pahalı sanatlardan, kendi hayatını sahip olduklarına peşkeş çeken, yer’in sahip olduklarını kendi hayatına peşkeş çeken insanlardan, birileri kapı deliklerinden izlerken dört kilidin üstüne sayısız güvenlik sanrısı ekleyen, dibine kadar kurumuş bir dünyada aklındaki çağlayanlara brandalar çeken bütün o korkaklık timsallerinden.

Senden başlayalım bu cümleye ve benden, ondan ya da aklının alamayacağı kadar bir ‘öteki’nden. Plaza duvarlarının ardında dilinin altından jilet etkisinde şiirler çıkarıp kalbini yamamaya çalışan, bu deliliğin hangi zamanına, hangi çağına, hangi öyküsüne dokunsa yüzüne bin yıllık günahlar bulaşan herhangi birimizden. Kapının önünde ya da arkasında, elinde çürük çiçekler ya da yüksek tahribatlar üreten silahlarla, yüzünü tanrıyla sıvayarak ya da evreni bir kurguya/bir aşka/bir hayale satarak, hiç ve inan ki hiç farketmeksizin her birimiz bir diğeri kadar günahkar, bir diğeri kadar alçak, aklanacak hiçbir yerin/yurdun olmaksızın, kurtulabileceğin/topraklanabileceğin hiçbir fikir kalmaksızın, senden ve benden ve ortasından ve sonundan, dikenli tellerin ardında sana an-be-an sahip olan mülklerinden.

Ortasından başlayalım bu cümleye ve başından ve en sonundan, bir yalana kırıldığını anımsadığın ilk andan, öncesinde alnına büyük harflerle yazıp sonrasında sırtından kırbaçlarla söktüğün hayatından. Sahip olduğun bütün hayaletlerinden. Kılıfına uydurduğun, kılıfında aklamaya çalıştığın bütün deliliklerden. Tüm meşru hırsızlıklarından ve bütün bir senden.

Bütünüyle bir mülkten. Senden.